Akıllı Körün Hikayesi

Anlatırlar ki, zenginliği ile ün yapmış bir bezirgan vardı. Ticaret için hep farklı ülkelere gider gelirdi.

Yine ticarî bir yolculuk düşündüğünde, daha önce hiç gitmediği bir memleketi seçti. Sonra da bu ülkede hangi malların revaçta olduğu hakkında bilgi topladı. Düşündüğü ülkede sandal ağaçlarının çok değerli olduğunu, yüksek fiyatlarla alınıp satıldığını öğrendi.
Hemen hazırlıklarını yaptı. Topladığı sandal kerestesini bir gemiye yükleterek yola çıktı.
Gemi limana akşama doğru girdi. Mallarını taşıtamayacağı için, o gece gemide kalacaktı. Ama sahile çıkıp şöyle bir etrâfı dolaşmak istedi.
avarebedevi.blogspot.com
Liman çevresinde dolaşırken, koyunlarını otlatan yaşlı bir kadınla karşılaştı. Kadın ona kim olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini sordu. Oda ticaretle uğraştığını, bu beldeye ticaret için geldiğini anlattı. İhtiyar kadın, bu garip kişiyi uyardı:
— “Oğul, bu beldenin ahalisinden kendini koru. Zira bunlar hile ve tuzaklarla yabancıları dolandırırlar. Eğer fırsat bulurlarsa, seni de soyup sovana çevireceklerdir. İşte ben sana nasihat ediyorum: Kendini gözet, kimseye fırsat verme!...”
Sözlerini bitiren yaşlı kadın yoluna devam etti. Bezirgan da limana, gemisine geri döndü.
avarebedevi.blogspot.com
Sabah olunca şehre çıktı. Yabancı olduğunu anlayan biri yanına yaklaştı ve sordu:
— “Efendim nereden geldiniz ve satmak için ne getirdiniz?”

Bezirgan cevap verdi:
— “Ben falan memlekettenim. Satmak için beldenize sandal kerestesi getirdim. Zira bu beldede bu ağacın revaçta olduğunu, yüksek fiyatlarla alınıp satıldığını duydum.”
avarebedevi.blogspot.com
— “Hayır, yanlış yapmışsın. Bunu sana kim söylediyse, yanlış söylemiş. Zira bizde sandal ağacının fiyatı düşüktür. Biz onu yalnız yemek pişirmekte kullanırız.”

Bezirgan bu habere üzüldü. Ama artık yapacak bir şey de yoktu. Bir han bularak yerleşti ve sandal kerestesini de oraya taşıttı. Kerestenin taşındığını gören birisi yaklaşarak müşteri oldu. Teklifi de ilginçti:
— “Bu ağaçları bana satarsan, karşılık olarak getireceğin bir kileyi, istediğin şeyle doldururum!...”

Bezirgan bu teklife memnun oldu. Hemen de kabul etti. Adama götüreceği kileyi altınla doldurmasını söyleyebilir, böylece iyi bir para kazanabilirdi. Adam hiç zaman kaybetmeden ağaçları taşıttı.

Bezirgan geceyi handa geçirdi. Sabah olunca rahat rahat şehri dolaşmaya başladı. Fakat çok geçmedi ki, tek gözü patlak bir adam önünü keserek yakasına sarıldı. Bir yandan da bas bas bağırıyordu:
— “Benim gözümü çıkardın, ya kısası kabul edeceksin ya da gözümün diyetini vereceksin. Aksi hâlde seni hiçbir yere bırakmam!...”

Adamın bağırtısı üzerine halk hemen başlarına üşüşüverdi. Zavallı bezirgan, hiç beklemediği bu olay yüzünden pusulayı şaşırmış, ne yapacağını bilemez hâle gelmişti. Birileri,
— “Davanı yarın görürsün, adamın yakasını bırak” diye rica ettiler.
avarebedevi.blogspot.com
Patlak gözlü adam, içlerinden birini kefil tutarak bezirganı bıraktı.

Bu kargaşa sırasında, bezirganın ayakkabılarından biri yırtılmıştı. Bir tamirciye giderek ayakkabıyı bıraktı,
— “Bunu tamir et, istediğini vereyim!...” dedi ve yoluna devam etti.
avarebedevi.blogspot.com
Bezirgan dolaşırken birkaç kişinin kumar oynadıklarını gördü. Can sıkıntısından yanlarına yaklaşarak seyretmeye başladı. Bir süre sonra adamlardan biri,
— “Sen kumar oynar mısın?” diye sordu.
avarebedevi.blogspot.com
Bezirgan “Oynarım!” diye cevap verince aralarına aldılar ve kolayca mağlup ettiler. Oyun bitince de,
— “Ya denizi içersin ya da malından geçersin!...” dediler.
Bezirgan kararını vermek için ertesi güne kadar mühlet aldı. Üst üste gelen bu belâların verdiği sıkıntıyla yürüyerek şehrin dışına çıktı. Bir ağacın altına oturarak kara kara düşünmeye başladı.

Bu sırada ilk gün karşılaştığı yaşlı kadının koyunlarıyla ileriden geçmekte olduğunu gördü. Hemen kalkarak yanına koştu. Onu gören yaşlı kadın,
— “Hâlinden anlaşılıyor ki, şehir halkı sana yapacağını yapmış. Anlat bakalım, neler oldu?” diye sordu.
avarebedevi.blogspot.com
Bezirgan başından geçenleri birer birer anlattı. Hâlâ olanların şaşkınlığından kurtulamamıştı.

Yaşlı kadın, dikkatle dinledikten sonra konuşmaya başladı:
— “En başta sandal kerestesinin satışında aldatılmışsın. Sana bir kile altın verse bile, kendisi ondan on kat fazlasını kazanacaktır. Zira bizde sandal kerestesinin batmanı2 on altına satılır. Ben sana bir yol göstereyim. Belki bu yolla belâlardan kurtulabilirsin. Şöyle ki: Falan yerde, falan kapıya git. Orada iki gözü görmeyen kötürüm bir yaşlı adam oturur. Çok akıllı, her şeyi bilen birisidir. Buranın halkı, önemli işlerinde hep ona başvurur. Bilmediği hile, düzen, dolandırıcılık yoktur. Akşam olunca şehirde ne kadar arsız, hırsız ve dolandırıcı varsa, onun yanında toplanır. Sen oraya git ve bir yere saklan. Hasımların da mutlaka oraya gelip yaptıklarını anlatacak, akıl danışacaklardır. O da işin sonunda galip mi geleceklerini, yoksa mağlup mu olacaklarını söyler. Yaptığı izahlar, belki senin kurtulmanı sağlayacak birer hüccet olacaktır…”

Bezirgan, yaşlı kadının anlattığı güzergahı takip ederek kör ve kötürüm ihtiyarı buldu. Yakın bir yere saklanarak beklemeye başladı.
Çok geçmeden arsız, hırsız ve dolandırıcı güruhundan ne kadar adam varsa, birer birer dökülmeye, körün yanında toplanmaya başladı. Gelenler arasında kendi hasımları da bulunuyordu.
Kör adam bunlara yemek verdi. Kahveler de içildikten sonra, sırasıyla her biri yaptığını anlatmaya koyuldu. O da teker teker cevap veriyor, yol gösteriyordu. Nihayet sıra bezirganın hasımlarına geldi.
avarebedevi.blogspot.com
Önce sandal kerestesini satın alan adam anlattı:
— “Ben dün çok ucuza sandal ağacı aldım. Bedelini de, getireceği bir kileyi, bezirganın isteyeceği şeyle doldurarak ödeyeceğimi söyledim.”
avarebedevi.blogspot.com
Kör daha fazla beklemeden söze karıştı:
— “Ya o bezirgan kileyi yarısı erkek, yarısı da dişi pire ile doldurmanı isterse ne yaparsın?” diye sordu.
Herif:
— “O vakit mağlup olurum!... Zira istediğini veremem… ” deyip savuştu.

Arkasından, patlak gözlü herif söze başladı:
— “Ben bugün bir garip adamla karşılaştım. Yakasına yapışarak, ‘Sen benim gözümü çıkardın!’ diyerek gözümün diyetini istedim. Orada bulunanlar yarına kadar davamı görmek için mühlet istediler. Birini kefil alarak adamı bıraktım. Ne Dersiniz?”
— “Adam sana galip gelecektir. Zira o garip kişi, ‘Sen bir gözünü çıkar, ben de bir gözümü çıkarayım, ikisini de tartalım. Eğer tartıda eşit gelirlerse, sen doğrusun!’ deseydi, ne yapardın? Zira kabul etmen hâlinde sen bütün bütün kör olurdun. Oysa diğeri bir gözüyle görmeye devam ederdi!...”

Patlak gözlü adam da mağlup olacağını anlayarak çekilip gitti.

Ondan sonra sözü ayakkabı tamircisi aldı:

— “Efendim, bugün birisi ayakkabısını tamir etmem için getirdi, ‘Sen bunu yap, istediğini vereyim!’ dedi. Ben ondan bütün malını isteyeceğim, ne dersiniz?”
— “Sen de mağlup olursun. Zira eğer isterse senden ayakkabısını ücretsiz olarak alabilir. Şöyle ki: Sana, ‘Padişahımızın düşmanları kırıldı, ordusu bozuldu, halkı ve malları çoğaldı, bu müjdeye razı mısın?’ dese ne yaparsın? Eğer razıyım dersen, ayakkabısını alır gider. Hayır değilim dersen, pabucu alır, yüzüne çarpar!... Halk da seni param parça eder.”

Ayakkabı tamircisi de mağlup olacağını anlayıp gitti. Onun arkasından kumarcılar anlattılar:
— “Biz bir adamla kumar oynadık. Mağlup olunca, ‘Ya denizi içersin, ya malından geçersin! Bu ikisi arasında muhayyersin.’ dedik. Buna ne dersin?”
— “Siz de mağlup olursunuz. Zira, “Ben denizi içerim, lâkin önce siz bana onun ağzını verin!’ derse ne yaparsınız?”

Bunlar da mağlup olacaklarını kabul ederek çıkıp gittiler.
Bezirgan böylece bütün hasımlarına karşı izleyeceği yolları öğrenmiş oldu. Kimseye görünmeden kalkıp hana döndü.

Sabahleyin önce kumarcılar geldiler, kararını sordular.
— “Ben denizi içeceğim, lâkin önce siz bana onun ağzını getirin!...” dedi.

Kumarbazlar bunu yapamayacaklarını söyleyerek mağlup olduklarını kabul ettiler. O da bunlara yüz altın vererek kendini ellerinden kurtardı.
Arkadan ayakkabı tamircisi geldi. Bezirgan hemen kör adamdan öğrendiği kelimeleri söyleyerek “Buna razı mısın?” diye sordu. Herif naçar kalıp “Razı oldum!” demesiyle, bezirgan ayakkabısını alıp adamı defetti.
Patlak gözlü adamın şerrinden de körün gösterdiği yolla kurtuldu.

En son sandal kerestesini alan adam geldi.
— “Kileni ne ile doldurayım?” diye sordu.

Bezirgan hemen kör adamdan öğrendiklerini sıraladı:
— “Kilemi yarısı erkek, yarısı dişi pire ile doldurmanı istiyorum. Bunu yaparsan satışı kabul ederim, eğer dolduramazsan, alış-verişimiz geçersizdir!...” dedi.

Adam çaresiz kaldı, satış işleminin geçersiz olduğunu kabul etti ve götürdüğü ağaçları geri getirdi.

Bezirgan ağaçları istediği fiyatla satarak umduğundan fazla kâr yaptı. Sonra da limandan kalkmak üzere olan bir gemiye binerek şehri terk etti.

Yorumlar