Lisa'dan bulamadığı Türk sevgilisine mektup 2


    O gece anlattığı hikayeler birbirinden güzel ve hiç duymadığım hikayelerdi. O anlattıkça ben ona hayran kalıyordum. Denizin dalga sesleri ilk defa mistik bir şarkı gibi geliyordu kulağıma, o anlatıyor ben dinliyordum. Konu benden ve ülkemden açılınca, ona hayatımı anlatıyordum. Anın büyüsüne kapılarak onu dudaklarından öpmek istediğim de kendisini geri çekmişti. Bu hareketi ile beni bir kez daha şaşkınlığa uğrattı. Biraz moralim bozuldu, saatine bakıp saatin sabah dört olduğunu söylediğinde hayret etmiştim. Zaman bu kadar hızlı nasıl akıp geçti hiç anlamadım. Daha sonra oradan kalkıp yavaş yavaş yürüyerek otele doğru ilerledik. Odalarımıza çıkmak için vedalaştıktan sonra, beni öpmemesi ve daha önceden elimi sıkmaması her ne kadar sinir bozucu olsa da bir anlam veremiyordum, tavrı duruşu tam bir centilmen sohbeti insanı derinden etkilerken neden bu iki hareketi yaptı? Hiç bir anlam veremiyordum. Yarın ilk işim ona o soruyu sormak olacaktı. Bu düşünceler ile uykuya daldım ve uyandığımda ilk aklıma yine o gelmişti. Odam da hazırlandıktan sonra kalkıp onu aramaya başladım çünkü sorumun cevabını almadan belli ki bana rahat bir uyku yoktu ama nereye baksam onu bir türlü bulamadım. Günün sonun da yine karşılaşmıştık. Otelin lobisinde yanın da valizleri vardı. Onu gördüğüm anda içimde tarifsiz bir sevinç ve heyecan duygusu oluştu. Kaç gündür aklımdaydı ve şuan karşımda duruyordu. Bu anlamsız hislerin tek bir sebebi vardı istemsizce ona aşık olmak ve sanki onu yıllarca tanıyor muşum gibi bir güvenin içimde doğması o ne isterse istesin gözüm kapalı yapacak kadar sevmenin adıydı, bu kısaca adı aşktı. Yanına gittiğimde gülümsedi ve gideceğini artık tatilinin bittiğini söyledi bense ona aklımda ki sorunun cevabını almadan bir yere göndermem dedim. Yine yüzünde o hafif tatlı tebessümü ile sor dedi. Ona bana neden hiç dokunmadığını elimi bile sıkmadığını hatta neden öpmediğini sordum. Kulağıma doğru hafifçe yaklaşarak: Köklerime sımsıkı bağlı örfüyle, adetiyle yetişmiş bir türküm. dedi. Belli ki yeni insanlarla tanışmak ve konuşmaktan mutlu olan biriydi ama o an içimde bir kırılma hissettim. Ben gelenekci muhafazakar biriydim demek isterken, sen bana laik değilsin, uygun değilsin demek istediğini düşündüm. Otel kapısından çıkarken dönüp bana baktı, sözlerindeki ilgiyi ve sıcaklığı hissettim. O an anlamamıştım ama türkün ne olduğunu nasıl bir özellikte olduğunu sonradan araştırdığımda anladım. Ne kadar da günümüzde ben türküm diye gezenlerin hiç alakası bile yokmuş türklüğünden çünkü bir türk yalnız bir kadına dokunurmuş o da evleneceği eşine sadece ona dokunur sadece yüreğinde onu taşırmış.

Belkide bunu anladığımı düşünüp benden ona uygun adım bekledi. Oysaki ben çok farklı düşünüp belki doğru insanı kaybettim...

Yorumlar