DEVLERİN ÖLÜMÜ - MURAT ÇELEN

Cemal, sanat filmleri çekmek için uğraş veren bir yönetmendir. Son çekeceği filmin konusu ise Sabahattin Ali’nin ‘Çilli’, ‘Hanende Melek’ ve ‘Yeni Dünya’ isimli öyküleri olacaktır. Filmin çekileceği mekanlar filmi birebir hikayelerin geçtiği döneme ait kılacağından, ekiple birlikte hummalı bir mekan arayışına girilmiştir. Önce eski bir hanın odasına giden film ekibi, burada incelemelerde bulunurken, Cemal de filmin çekim açılarını ölçer. Daha sonra handaki incelemeler biter ve film ekibi merdivenlerden inerken, filmde geçen hikayelerin kısa bir tahlilini yaparlar. Bu tahliller her öykünün bir mevsimle tanımlanmasıdır. Buna göre ‘Çilli’ beklenmedik bir yaz, ‘Hanende Melek’ kısa ve yenik bir sonbahar, ‘Yeni Dünya’ ise uzun süren zorlu bir kıştır.

Filmin giriş sahnesinde Sabahattin Ali’nin Sırça Köşk isimli eserinde yer alan ve filme de adını veren ‘Devlerin Ölümü’ adlı öyküsünü duyarız. Görüntü olarak ise, soğuk ve kapalı bir havada bir at arabası, içinde orta yaşlı bir adam ve ailesi yolda çamurlu bir yolda ilerlerken görülür.

Filmin ilerleyen sahnelerinde, film ekibi Cemal’in doğum gününü kutlar. Mütevazi bir lokantada tokuşturulan birkaç kadeh rakı eşliğinde. Bu sırada ekibin Cemal’e doğum günü hediyesi olarak bir akvaryum göze çarpar. Bu akvaryum, Cemal nereye giderse film boyunca yanından ayırmadığı bir eşya olacaktır. Üstelik Cemal, akvaryumda bulunan her balığa çekeceği hikayelerin ismini verir. Bunu yaptığı sırada yer vakit geçirmek üzere uğradığı bir bardır ve barda tanıştığı kadına da, çekeceği filmden bahseder. Ayrıca tanıştığı kadını (Hümeyra) Çilli hikayesindeki ana karaktere de benzetir.

Cemal ile tanıştığı kadın arasında sohbet ilerlerken, yanında getirdiği akvaryuma bakarak düşünmeye dalar. Devlerin Ölümü bir anlamda bu sahneyle birlikte başlar. Ve bizler kendimizi içinde bulunduğumuz durumdan bir anda 1940’ların havasına girmiş buluruz. Bu hava. Erkek egemenliğinin Anadolu’da ne denli zalim bir hal aldığını seyirciye çok iyi yansıtır.

Gerek Tarık Akan, gerekse Hümeyra, film boyunca dört farklı ruh halini dört farklı karaktere bürünerek yansıtır. Bu açıdan bakıldığında, her iki ismin de yüklendiği görev son derece ağır olmasına rağmen, her iki ismin de oyunculuk performansı başarılıdır. Bunun yanında Devlerin Ölümü, 1980’lerin ortalarından başlayarak etkisini 1990’ların ortasına kadar sürdüren ‘entellektüel sinema’ anlayışının özelliklerini taşır. Kurgu, çekim sistemleri ve film müziği buna örnektir. Fakat Sabahattin Ali’nin kalemini, Tarık Akan ve Hümeyra’nın oyunculuğunun ulaştığı doruk noktasını görmek için mutlaka izlenmesi gerekilen bir filmdir.

Oyn: Tarık Akan,Hümeyra, Ali Uyandıran

Eser: Sabahattin Ali’nin ‘Çilli’, ‘Hanende Melek’ ve ‘Yeni Dünya’ isimli öyküleri

Müzik: Oğuz Abadan

Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay

Senaryo : BilgeErensu

Yönetmen: İrfan Tözüm

Yapım Yılı: 1990



 

Yorumlar