Harezmşah Devletinin Askeri Teşkilatı - Aydın Serhad Ayebe

 

Harezmşahlar’ın askeri teşkilatı da, saray ve hükümet teşkilatı gibi Büyük Selçuklulardan alınmıştır. Harezmşahlar’da orduya ait bütün idari işlere, büyük divanın şubelerinden biri olan Divan-ı arz bakıyordu, devlet hazinesinden ödeme alan bütün askerlerin defterleri bu divanda tutulurdu. Selçuklular devrinde olduğu gibi Harezmşahlar’da da İkta sistemi vardı, ordudaki görevlilerin hepsi belli değerlerde iktalara sahiptiler, özellikle komutanlar ve askeri valilerin büyük iktaları vardı, iktalar hükümdarın takdirine göre azaltılıp çoğaltıla bilinirdi, ama küçük iktalar hem sabit hem de ırsiydi. Yeni bir ülke Harezmşahlar tarafından ele geçirilince, oradaki toprakların geliri hemen iktaya ayrılır, görevliler arasında paylaşılır ve Divan-ı arz defterine kaydedilirdi. İkta sahiplerinden oluşmuş büyük süvari kuvvetleri, Harezmşahlar ülkesinin her tarafına dağılmışlardı. Bunlar eyalet askerlerinden oluşurlardı. Ayrıca hükümdarın hassa ordusu da vardı. Harezmşah ordunun başkomutanıydı, seferlerde hassa ve eyalet askerlerini komuta ediyordu. Harezmşah daima ordusunun başında bulunurdu, bir emirini bir orduyla herhangi bir yeri fethetmeye gönderse bile, kısa bir süre sonra o orduya katılır ve komutayı eline alırdı. İlk düzenli Harezmşah ordusunu Atsız kurdu Alaaddin Tekiş ise bu orduyu doğunun en güçlü askeri gücü haline getirdi.

Harezmşahlar ordusu iki ana kısımdan oluşuyordu, bunlar hassa ordusu ile eyalet askerleriydi. Hassa ordusu satın alınan ya da esir edilen kölelerden meydana gelirdi. Harezmşahlar’da, hassa ordusu başkentte ve yakın sahalarda her an sultanın emrindeydi. Sultan Alaadin Muhammed, uygun gördüğü zaman herhangi bir yere hızlıca göndermek ve şüphelendiği kişileri etkisiz hale getirmek için, on bin süvariden oluşan hususi bir tümen ayırmıştı. Hassa ordusu içinden seçilen ve Havass-ı gulaman adı verilen görevliler, sultanın güvenliğini sağlamak ve hayatını korumakla yükümlüydüler. Özellikle savaşta Havass-ı gulaman sultanın etrafında bulunurdu. Harezmşahlar devletinde eyalet merkezlerinde ise çok sayıda asker bulunurdu ve bu merkezdeki kumandalar genellikle sarayda yetişmiş devlet adamları olurlardı, devletin son zamanlarında büyük kabile beylerinden de oluşurlardı. Kabile beyleri ise ihtiyaç duydukları zamanda halktan da ücretli asker toplayabiliyordu, Haşar adı verilen bu birlikler da çok şehir ve kalelerin savunmasında kullanılırdı. Bunun yanında Haşam ve Müteneccide denilen daimi birlikler ordunun asıl gücünü oluştururlardı. Devlete bağlı eyaletler veya vassal devletler ihtiyaç olduğu zamandalar da orduya belirli sayıda kuvvet göndermek zorundaydı, bunların ihtiyaçlarını kendileri karşılardı. Celaleddin devrinde, eyalet ordusunun bazı birlikleri Türkmenlerden oluşurdu Türkmenler daha çok devletin batı kısmında Errandan Cibale kadar olan bölümünde yaşarlardı. Tekiş zamanında ordunun mevcudunun 200 bine yakın olduğunu, Tekişin halifeye yazmış olduğu bir mektuptan anlıyoruz. Celaledin Harezmşah zamanında, ordudaki komutanlara yüksek rütbeler verildi, Han ordudaki en yüksek rütbeydi, ondan sonra Melik ve Emir geliyordu. Bunlardan sonra da orduda, sipah-bud denilen süvarileri komuta eden yüksek rütbeli bir subay sınıfı vardı, öncü kuvveti komutanlarına ,Pehlivan denilirdi. Bunların hepsinin emrinde düşük rütbeli subay vazifesi gören serhengler ve çavuşlar bulunurdu. Sultan, savaşta fayda gösterenlere alp Han, Has han, ve Sungur han gibi unvanlar verirdi. Harezmşahlar ordusu daha çok süvari birliklerinden meydana geldiğinden at yetiştirilmesine özel önem verilirdi. Orduda her türlü silah kullanılırdı.

Yorumlar