Uzun bir zaman oldu, kalemimin bir beyaz sayfa ile buluşmaması. Yazmak mı istemedim yoksa yazamadım mı inanın hiç bilmiyorum. Şuan ne bir hikayeden nede bir şiirden bahsedecek kadar güçlü bulmuyorum kendimi. Hayat denilen hengamenin içinde zaman ile kavgalıyım şu sıralar. Yorgunum sadece, ama bütün bu yorgunluğumun sebebi iş yükünün ağırlığından ziyade, yüreğimin yorgunluğu. Hiç bir şekilde işime yaramayacak bilgi yükünün ağırlığında ezilip gidiyorum. Yalnızlığın da yalnızlığını yaşamak bu olsa gerek. Belki de zamanın kıymetini bilmediğimiz içindir bütün bu yorgunluk yada kırgınlıklarımız. Arkama yaslandığım da, kulak uğultusu sorular canlanıyor zihnimde. Nedenle başlayıp nedenler ile biten soru kalıpları. Belki çoğunun da cevabı yok. Satırlara dökülecek o kadar çok cümle yığınları var ki içimde, yazarsam noktalar ziyan olacak.
İçsel bir kayboluş, belki de bu blog sayfasında okuduğum en kısa, güzel ve en net bir yazı.
YanıtlaSil