Rüzgârı Yakalayan Çocuk

 
🍃Bir zamanlar, rüzgârların hiç durmadan estiği, yüksek tepelerle çevrili bir köy varmış. Bu köyde yaşayan herkes rüzgâra alışkınmış; çamaşırlar bir anda uçup gider, şapkalar havada kaybolur, çocuklar koşarken rüzgârın onları ittiğini hissedermiş. Ama bu rüzgâr sadece esmez, sanki fısıldarmış. Çoğu insan bu fısıltıları önemsemezmiş, ama Kaan adında küçük bir çocuk onları dinlermiş.

Kaan, rüzgârın söylediği şeyleri anlamaya çalışırmış. Çoğu zaman yüksek bir tepenin üzerine çıkar, gözlerini kapatır, rüzgârın saçlarını savurmasına izin verirmiş. Bir gün rüzgâr ona çok net bir şey fısıldamış:

— “Beni yakalarsan, sana sırrımı veririm.”

Kaan heyecanla gözlerini açmış. Rüzgârı yakalamak mı? Bu imkânsız gibi görünüyormuş. Ama Kaan’ın içinde büyük bir merak ve cesaret varmış.

🌿

Köyün yaşlıları Kaan’ın hayaline gülmüş:
— “Rüzgârı yakalamak mı? O görünmezdir. Elini uzatsan kaçar, adım atsan kaybolur.”

Ama Kaan vazgeçmemiş. Annesi ona küçük bir torba dikmiş.
— “Belki rüzgârı içine koyarsın.” diye gülmüş.

Kaan torbasını omzuna asıp yola çıkmış. Ama yol yalnızca rüzgârla değil, türlü maceralarla doluymuş.

🌬️Kaan tepeye doğru yürürken yolda küçük bir kız görmüş. Kız ağlıyormuş, çünkü rüzgâr şapkasını uçurup götürmüş. Şapka dalların en yükseklerine takılmış.

Kaan tırmanıp şapkayı almış, kıza vermiş. Kız sevinçle gülümsemiş:
— “Teşekkür ederim! Benim adım Elif. Nereye gidiyorsun?”

Kaan, rüzgârı yakalamaya gittiğini söylemiş. Elif gözlerini açmış:
— “Ben de gelmek istiyorum!”

Böylece Kaan yalnız kalmamış. Elif de yanına katılmış.

🌿Yürürken karşılarına dev bir yel değirmeni çıkmış. Kanatları öylesine hızlı dönüyormuş ki, etraftaki taşlar havaya savruluyormuş. Kaan ve Elif yaklaşınca değirmen konuşmuş:

— “Durun çocuklar! Bu yolu geçmek isteyenler bana bir sırlarını söylemeli. Çünkü ben rüzgârın sırlarını saklarım.”

Elif korkmuş ama Kaan cesurca konuşmuş:
— “Benim sırrım şu: Bazen korktuğumda bile cesur görünmeye çalışırım.”

Elif de söylemiş:
— “Benim sırrım da şu: Gece yıldızlara bakıp onlarla konuşurum.”

Değirmen gülümser gibi gıcırdamış:
— “İçtenliğinizi sevdim. Geçebilirsiniz.”

Ve kanatlarını yavaşlatıp onlara yol açmış.

🌬️Kaan ve Elif dağa tırmanırken, ansızın küçücük periler etraflarında dönmeye başlamış. Bu periler saydam kanatlı, kahkahalar atan rüzgâr perileriymiş. Ama çok yaramazlarmış: Çocukların torbalarını açıp içindekileri uçurmuşlar, saçlarını çekiştirmişler.

Kaan öfkelenmek üzereymiş ki, rüzgâr perilerinden biri cıvıldamış:
— “Bize bir dans edin, sizi rahat bırakalım!”

Elif hemen ellerini açıp dönmeye başlamış, Kaan da ona eşlik etmiş. Çocuklar gülerek dönünce periler kahkahalarla onlara katılmış. Sonunda periler onlara küçük bir tüy bırakmış.

— “Bu tüy, rüzgârı çağırır. Ona ihtiyacınız olduğunda üfleyin.”

🌿Çocuklar sonunda en yüksek dağın zirvesine çıkmış. Orada dev gibi bir hortum dönüyormuş. Bu, rüzgârın kalbiymiş. Hortum kükremiş:
— “Kim beni yakalamaya cüret eder?”

Kaan ileri çıkmış:
— “Ben! Çünkü sen bana sırrını vaat ettin.”

Rüzgâr homurdanmış:
— “Beni yalnızca paylaşmayı bilenler yakalayabilir. Güç için gelenleri yok ederim.”

Kaan ve Elif birbirine bakmış. Elif tüyü çıkarıp üflemiş. Tüy parlayıp gökyüzüne yükselmiş, hortumun ortasında bir boşluk açılmış. Kaan torbasını fırlatmış, torba havada dönerek rüzgârın özünden bir parça yakalamış.

Birden hortum küçülmüş, rüzgâr yumuşamış.

🌬️

Rüzgârın sesi fısıldamış:
— “Artık sırrımı biliyorsunuz: Ben özgürce dolaşırım ama gerçek gücüm paylaşılınca ortaya çıkar. Beni hırsla yakalayan kaybeder, ama kalbiyle kucaklayan kazanır.”

Kaan torbayı açmış. İçinden tatlı bir esinti çıkıp tüm köyün üzerinden geçmiş. Köy halkı bu esintiyi hissetmiş ve kalplerinde huzur duymuş.

🌿Köye döndüklerinde insanlar artık Kaan’a gülmüyormuş. Çünkü rüzgâr daha sakinleşmiş, eskisi gibi sert esmiyormuş. Çamaşırlar artık kaybolmuyor, şapkalar uçup gitmiyormuş.

Ama her fırtına öncesi köylüler torbası omzunda tepelere çıkan Kaan’ı görürmüş. Elif de yanında olurmuş. İkisi birlikte rüzgârla konuşur, onunla oyunlar oynarlarmış.

Ve o günden sonra köyde herkes biliyormuş: Rüzgâr yakalanmaz, dost edilir.

Yorumlar